14 Eylül 2010 Salı

Dharalamsa’daki Son Günlerim


11.09.2010

Dalai Lama eğitiminin sarhoşluğundan olacak bu sabah saat 4:00 gibi ayaktaydım. Uyumaya çalıştım ama olmadı. Bir şey beni dışarıya çekiyordu sanki. Saat 5:30 gibi hala uyuyamayınca giyindim ve doğruca ana tapınağa gittim. Güneş daha yeni doğuyordu. Ana tapınağın girişine geldiğimde sıkı bir arama yapılıyordu. Sabahın bu erken saatinde arama yapılıyor olması enteresandı. Tapınağa girdikten sonra insanların telaş içinde hazırlık yaptığını gördüm. Bugün kesin önemli bir şey olacaktı burada. Hay allah ne olacak acaba derken nunlardan biri bugünkü sabah Chantingine Dalai Lama’nın da katılacağını söyledi. İnanamıyordum. Sabah erkenden uyanmam ve buraya itilmemin sebebi demek ki buydu. Ve hep birlikte Dalai Lama’yı beklemeye başladık. Tapınaktaki yabancıların sayısı ben dahil 6 kişiydi. Dalai Lama’nın Chanting seramonisine katılacağı kimseye duyurulmamıştı anlaşılan.
Bir müddet sonra yine o ışıl ışıl gülümsemesi ile Dalai Lama göründü. Chanting’i ana tapınağın baş monku yönetiyordu. Tibet halkı, Monk ve Nunlar birlikte dualar okuyor, duaların arasında davullara vuruluyor, kocaman borular çalınıyordu. Görüntü çok güzeldi. Bir an bu seramoninin Tibet’te karlar içindeki dağların tepesinde yapıldığını ve davul, boru sesleri ile chanting seslerinin tapınağın açık pencere ve kapılarından doğaya karıştığını hayal ettim. Üffff..!!! gerçekten büyülü bir görüntüydü. Chanting tam 2 saat sürdü. Tapınağın iç kısmındaki monkların yanında garip elbiseli 10-15 kadar Tibetli dikkatimi çekmişti. Sonradan bunların Tibet’ten gelen yeni insanlar olduğunu öğrendim. Adet gereği Tibet’ten yeni bir grup insan geldiğinde Dalai Lama’nın, sabah chantingleine katılırmış.

Chanting’den sonra Belinda’nın avustralyalı arkadaşı Nicole ile aşağı Dharamsala’da buluştuktan sonra birlikte 17. Karmapa’yı görmek üzere Gyuto manastırına gittik. Nicole 7 senedir Hindistan’a geliyor ve tam zamanlı olarak burada yaşıyormuş. Nicole, 17. Karmapa’nın daimi müdavimlerinden hiç aksatmadan tüm blessing ve eğitimlerine katılıyor. Nicole, Karmapa’nın 15 eylülde başlayacak eğitimine katılmam konusunda ısrar etse de Nepal programımdan vazgeçmek istemedim. Nasılsa 17. Karmapa daha henüz 25 yaşındaydı ve bir sonraki gelişimi onun eğitimine göre ayarlayabilirdim. 17. Karmapa tarafından blessinglendikten sonra bir müddet daha bahçede kaldık. Karmapa, bu genç yaşında daha başka şeyler yapabilecekken buraya gelen insanlara blessing yapıyor ve eğitim veriyordu. Eğitim vermek eğlenceli olabilirdi ama size adeta tapınırcasına gelip blessing talep eden insanlar eğlenceli olmayabilirdi. Neyse insanları çok yargılamayayım daha dün bodhicitta yeminimi ettim. Yeminimi bozmak için çok erken.


Biz bahçede beklerken 17. Karmapa evinin balkonunda göründü. Bu sefer elini dürbün gibi yaparak bizi taklit ediyor, arada bir saklanıp tekrar ortaya çıkarak bizlerle şakalaşıyordu. Nicole’un söylediğine göre ben ne zaman burada olsam 17. Karmapa evinin balkonuna çıkıp bizlere kendini gösteriyordu ki bu çok rastlanan bir durum değildi. Nicole’a göre bir müddet daha burada kalmalıydım bu bir işaret olabilirdi. Ben de bu, gerçekten bir işaret ise tekrar kendini tekrarlayacaktır dedim.
Akşam yemeğini Nicole ile birlikte Jimms’te yedik. Yemekten sonra Nicole ile ayrıldık o evine gitti. Ben de Dharalamsa’daki son gecemde güzel bir kahve içmek için Coffe Talk’a gittim. Coffe Talk’ta kahvemi içerken yeni ayın çıkışını ve o güzel güneşin batışını aynı anda izleme şansını elde ettim. Bu da doğanın blessingi gibiydi sanki. Dün yani eğitimin son gününde de öğleden sonra yağan yağmurdan sonra dağların arkasında gökkuşağı çıkıvermişti. Bol blessingli bir hafta geçirmiştim. Her şey çok güzeldi. Bu hissi hep hatırlamayı kendime hatırlatmalıyım....


Yarın Dharamsala’ya veda ediyor olacağım. Bulutların yukarıdan seyredilebildiği kutsal şehir. Burada kaldığım sürece her ne var se bana çok tanıdık eldi, evimdeymişim gibi hissettim. Galiba ileride yine buraya geleceğim

Sevgiler Dharalamsa

Dalai Lama Teaching Günleri – Heart Sutra


8-10.Eylül.2010

8. Eylül sabahı erkenden saat 7.00 kalktım. Ve doğruca kora yolundaki malum turumu attıktan sonra coffe talk’ta kahvaltımı yaptım ve doğruca manastıra gittim. Ve Holiness 14.Dalai Lama bekleyişi başladı. Dalai Lama her zamanki gibi gülüşü ve ortamın sıkıntılı enerjisini bir anda değiştiren güzel enerjisi ile göründü. Eğitimine başlamadan önce Buddha’ya saygısını sundu ve tapınaktaki büyük koltuğuna oturdu. Bu sefer anlatımını ingilizce yapıyordu. Arada bir ingilizcesini unuttuğu kelime olduğunda ise tercümanından yardım alıyordu. Tercümanının söylediği kelimeye beğenmediğinde ise konuyu öylece geçiştirip konuşmasına devam ediyordu. Heart Sutra’yı ve Bodhicitta’nın kurallarından bahsetti. Arada bir de başından geçen komik hikayeleri anlatıp kafasını arkaya atarak kahkahalarla gülüyordu. Eğitimin son günü Bodhicitta inisiyasyonunu yapacaktı. İnisiyasyon sırasında Bodhicitta’nın 18 adet wows yani yemin listesinden uygulayabileceklerimizi seçmemizi istedi. Bunun için de amerikalı bir nun biz yabancılara Bodhicitta yeminleri ve bu yeminlerin gerektirdiği aksiyonların yer aldığı ingilizce metni dağıttı. Dağıtırken de Dalai Lama’nın seçeceğimiz yeminlerden emin olmamızı istediğini ve bu sebeple içeriği dikkatle okumamızı rica etti. Yeminlerin hepsini seçme zorunluluğumuz yoktu. Hatta hiç birini seçmeyip Bodhicitta inisiyasyonunu sadece blessing olarak kabul edebilirdik. İçlerinden bazıları vardı ki çok zorluydu onları yemin grubuma katmaya niyetli değildim. Ana 4 yemin ile uygulayabileceğim yeminlerden yedi tanesini seçtim.
Dalai Lama son gün inisiyasyon başlamadan önce inisiyasyonun amacı ile aşamalarını detaylı olarak açıkladı. İnisiyasyon 4 aşamada gerçekleşecekti. İnisiyasyon sırasında söylediklerini yaparken seçtiğimiz yeminleri de aklımızdan geçirmemizi istedi. İnisiyasyon tam 2,30 saat kadar sürdü. Her aşamada farklı bir ritüel vardı. Bir tanesinde Avalalokiteshvara (şevkatin simgesi) yı bulunduğumuz mekana çağırdı ve bizim de onu hissetmemizi istedi. Ben Theta’daki atalarla bağlantıya geçme ritüelinden alışkın olduğumdan ne demek istediğini anlamıştım. Ve Avalalokiteshvara’yı yüzlerce kolları ve ışık sıçan ihtişamı ile gerçekten de orada hissettim. Avalalokiteshvara’dan sonra bilgelik, love and kindness ve diğer değerlerin simgeleri temsil eden tüm Buddha’ları tapınağa davet etti. Gerçekten çok etkileyeciydi. İnisiyasyon gözleri kırmızı kurdele ile kapama, ayırım yapmaksızın tüm varlıklara şevkat gösterme, kötü enerjilerden koruyan özel bitki ve çiçeği sunma ritüelinden sonra tamamlandı. Ben dahil herkes büyülenmişti.

Öğleden sonra sadece biz yabancılar ile birlikte soru-cevap sessionu yapacağını söyleyerek öğlen yemeği için aramızdan ayrıldı. Öğleden sonra saat 13:00 da şirin gülümsemesi ile gelerek önceden hazırlanan soruları akıllıca yanıtlamaya başladı. Sorulan sorulara gerçekten ne düşünüyor ise o şekilde yanıtlıyordu. Sorulardan biri Çin’e gittiğimizde sizin için neler yapmamızı isterseniz soruydu. Dalai Lama, Tibetlilerin ve kendisinin yardıma ihtiyaç gerektiren bir durumları olmadığını sonuçta hepimizin birbiri ile bağlı olduğunu ve olanlar için de üzülmediğini söyledi. Bizlerinde üzülmemesini rica etti. Ayrıca bu söylediklerinden dolayı kendisinin Tibet’te olanları desteklediğine dair bir çıkarımda bulunulmamasını da istedi. Diğer bir enteresan soru ise Dalai Lama olmasaydınız ne olurdunuz sorusuydu ki bu sorunun çok aptalca bir soru olduğunu söyleyerek diğer soruya geçilmesini talep etti. Son soru; Sizce hayatın anlamı nedir? İdi. Hayatın anlamının mutluluk olduğunu söyledi. Soru - cevap kısmı bitince onunla grup fotografı çektirebileceğimizi söyledi. Çok heyecanlıydı grup halinde hepimiz ile fotograf çektirdi. Ayrılırken de her birimize şifalı Buddha tohumları, Buddha resmi hediye edildi. Eğitim gerçekten de çok verimli geçmişti. Hatta daha önce budizm eğitimi alıp Bodhicitta yemini etmiş olanlar inisiyasyon kısmını bu sefer daha iyi anladıklarını itiraf ettiler.

Bir Dalai Lama teaching günleri de böyle sona erdi. Hayatımda deneyimleyeceğim nadir deneyimlerden biriydi. Dharalamsa’daki günlerimin bitmesine 2 gün vardı. Yarın da 17. Karmapa’yı ziyaret etmeye gidecektim. Galiba her bir anı blessingle geçen bir hafta ile Dharalamsa’ya veda ediyor olacağım

Sevgiler

Dharalamsa Günlerim Devam Ediyor

Tushita Meditaton Centre’da eğitim bittikten sonra orada tanıştığım dostlarım ile vedalaştıktan sonra bir rikşa kiralayarak Mc Leod-Dharalamsa’ya doğru yol aldım. Acele etmemin sebebi 17.Karmapa’nın Çarşamba ve Cumartesi günleri yaptığı Blessing ritüeline katılabilmekti. Belinda’yı aradığımda onun taksi ile Gyuto manastırına doğru gittğini öğrendim. Telefonum eğitim süresince kapalı kaldığından bana ulaşamamıştı. Blessing ritüelinin başlamasına yarım saat kaldığını söyledi. Ben de hemen taksiye binip Gyuto’ya doğru hareket ettim. Gyuto manastırına geldiğimde saat tam 14:00 dı. Kayıt yerine doğru hızla ilerliyordum ki Thinley ile Belinda’nın bana seslendiğini duydum. Sesin geldiği yöne baktığımda Karmapa’yı görmeye gelmiş diğer insanlarla birlikte oturduklarını farkettim. Maalesef hepimiz boşuna gelmiştik.

Karmapa hastaydı ve bugünkü blessingi yapamayacaktı. Budizm kursundan daha yeni çıkmış biri olarak Karmapa’nın bu rahatsızlığından dolayı zihni üzerinde biraz çalışması gerektiği konusunda şaka yaptım ama Karmapa fan’leri şakamı beğenmemiş olmalılar ki hiç biri gülmedi. Bir müddet sonra 17. Karmapa tapınağına yapışık olarak inşa edilmiş evin çatı katındaki balkonda ağzında maskesi ile göründü. Herkes aşağıdan Karmapa’ya doğru bakarak saygılarını sunmaya başladı. Manastırda bir müddet daha oyalandıktan sonra Nicole ile Dalai Lama Teaching’inden sonraki blessing gününde buluşmak üzere ayrıldık.
Belinda ertesi gün Avustralya’ya dönecekti. O akşam Belinda’ya Carpe Diem’de veda yemeği yaptık. Yemekte Belinda’nın enteresan hikayelerinden birini daha dinledim. Alem kadındı gerçekten. Ertesi gün ise her zamanki gibi Belinda ile kahvaltımızı Coffe Talk’ta yaptıktan sonra bazı dostlarına hediyelik eşya alması için Temple Road’taki pazara gittik. Belinda alışverişini tamamladıktan sonra vedalaşıp ayrıldık.

Sevgili Belinda, Dharalamsa’daki günlerimi kolaylaştıran insan, yaşamıma kısa bir müddet girmiş olsa da bende önemli farkındalık yarattı. Ona çok teşekkür ediyorum.
Belinda gittikten sonra Dharalamsa’da görmeyi planladığım son iki yerden biri olan Shiva tapınağı ve Shiva cafeye doğru yola çıktım.

Shiva tapınağına yaklaştığımı çevrenin değişiminden hemen anladım. Artık Hindistan’ın Tibet bölgesinde değil gerçek Hindistan’daydım. Shiva tapınağından sonra sola doğru uzanan dağların arasındaki patika yoldan tepedeki Shiva cafeye doğru ilerledim. Yolun sol tarafında yer yer mani taşlarından yapılmış meditasyon kovukları ve bu kovukların arkasında ise yemyeşil dağlar, yolun sağ tarafında ise kocaman bir yar ve bu yarın tabanında büyük kayalar ve dağların arasından akan gümbür gümbür şelale görünüyordu. En tepeye geldiğimde ise Shiva cafe karşıladı beni. Buranın manzarası çok güzel olsa da hiyjen sorunu olduğunu düşündüğümden bir kaç fotoğraf çektikten sonra geldiğim yoldan etrafı seyrederek geri döndüm. Akşam olduğunda ise Carpe Diem’de kendime güzel bir Thali ısmarladım. Buraya geldiğinizde mutlaka yiyin.Bizim ağız tadımıza uyan güzel bir Hint yemeği.

Ertesi gün kora (*) yolunda bir tur attıktan sonra Ana Tapınakta 21 adet prostration (**) yaptım. Sonra sabah kahvaltımı yapmak üzere coffe talk’a gittim. Kahvaltıdan sonra ise meditasyon ve tibetain yogası yapmak üzere Tushita meditation centre’a oradan da Tibetian Children Village’ a gittim. Girişte özel izinle girelebileceği yazıyor olsa da şansımı denemeye karar verdim. Köyün kapısının içerisinden girdiğmde şansıma kapıdaki güvenlik yoktu. Köyde, sınıflıklar, kocaman bir oyun sahası, kapalı oyun alanı, kantin, kütüphane, dispanser ve içerisinde çocukların yaşadığı evler vardı. Bir takım yetkinlikleriniz var ise örneğin ingilizce, bilgisayar hocalığı gibi isterseniz burada gönüllü olarak çalışıp bu çocuklara yardım edebilir hem de buraları görmüş olursunuz. Ancak gönüllü olarak çalışmanız için minimum bir ayınızı ayırmanız isteniyor. Ayrıca isteyen 40 usd karşılığında bir çocuğun bir yıllık giderini finanse edebiliyor. Buradaki çocuklar Tibet’ten buraya 28 ve 45 günlük olmak üzere 2 alternatifli yol üzerinden zor şartlar altında getirilmişler. Ama yine de hepsi çok ama çok mutlu görünüyorlar.



Tibetian Children Vilage’ı gezdikten sonra Dharalamsa’ya geri döndüm. Ertesi gün Dalai Lama’nın Heart Sutra Teaching’i başlayacaktı. Yine heyecanlı ve farkındalıklarla dolu günler beni bekliyordu.

Dalai Lama teaching günlerinde buluşmak üzere
Sevgiler

Tashi Delek

(*) Kora Yolu: Ormanın içinden Ana Tapınağın etrafındaki 2 km civarı uzunluğundaki keçi yolundan ilerleyerek yürüyorsunuz. Kabede yapılan umrenin benzeri bir ritüel. Belli noktalara gelindiğinde özel dualar yapılıyor. Yol üzerinde Om Mani Padme Hom çarkları, stupaların olduğu kutsal bir bölüm ve manastır yer alıyor. Sabah saat 6:30 gibi oralardaysanız monklar tarafından yapılan seramoniyi dinleyebiliyorsunuz. Manzarası muhteşem tüm Dharalamsa şehri ayağınızın altında, şanslıysanız yolunuzun üzerinde inek ve maymunlar ile karşılaşabilirsiniz.
(**) Prostration: Bizim namaza benzer hareket türü. 3, 7 ve 21 veya daha fazla kere yapabiliyor. Sizin seçiminize bağlı. En her sabah 21 adet yapıyordum. 21 tane yaptıktan sonra bedeninizdeki enerjinin arttığını hissediyorsunuz. Prostration yaparken özel dualar da ediliyor. Ben Om Mani Padme Om mantrasını seçtim.

10 Eylül 2010 Cuma

Tushita Gunleri Devam Ediyor ……



Giris Notu: Merkurun geri gitmesinden mi nedir sevgili Ozgur'un odunc verdigi netbookun ekrani dondugundan bu yazilarin taslagini internet cafelerde yazdim artik netbook calisiyor ama bazi cumleleri tek tek duzeltemedim. Anlayisiniz icin simdiden tesekkurler :))

Son 2 gündür süre gelen baş ağrım hariç Tushita gunlerim gayet iyi gidiyor.Farklı zamanlarda günde 3 saat meditasyon, 4 saat teaching, bir saat stretching ( Tibet Yogası) bir saat grup ici tartışma ve karma yoga calismamiz var. Katilimci sayımız 64. Dün 2 kisi ayrildi. Aslina bakarsaniz sartlar biraz ağır. Bir kere odanizi birileri ile paylasmak zorundasiniz, karma yoga gorevi olarak tuvaletleri temizlemek, cam silmek, Gumpa ( egitim odasi), bahçe, stupa ve yemek odasının yerlerini süpürmek, hocanın içeceğini hazirlamak, ders baslamadan10 dakika önce zil calarak insanları derse davet etmek gibi isler var ki bazilari icin bu isler zorlu olabilir. Hocalarimızdan yana şanslıyız ikisi de çok deneyimli. Budizm öğretilerini anlatan hocamız Jimi, Amerikalı ve 35 yildir budizmin icindeymiş. Gecmiste hizli bir yaşami olmuş. Kadın, icki, partiler vs bilirsiniz işte. 1976-77 yıllarında Hindistan’a geldiginde visa alma problemi yaşasa da ısrarla Hindistan’a gidip gelmeye devam etmis. 15 sene monk olarak yaşadıktan sonra monkluğa veda etmiş ve biz yabancılara Budizm egitimleri vermeye başlamış. Diğer hocamız Richard ise Hollandalı, meditasyon ve stretching derslerini veriyor. Budizme başlamadan once Richard’ın ayaklari tutmuyormus ve cok acısı varmis. Doktorlar rahatsizliginin Psikolojik olduguna karar vermisler. Budizm ile zihni üzerinde calişmalar yapmaya basladiktan 3 yil sonra ayaklari tutmaya ve hatta yoga yapmaya başlamış. Ve simdi hem meditasyon hem de yoga hocaligi yapiyor.

Egitim boyunca Buddha’nin hikayesi ile birlikte Budizm’in neleri icerdiginden bahsettiler. Simdiye kadar anladigim kadariyla, Budizm aslinda bir din değil bir yaşam sekli. Psikoloji ile bağlantılı ve kuantum mekaniginin ise ta kendisi. Binlerce yil once Buddha ( siddhartta) nin kesfettigi ve yaziya döktüğü tum bilgiler bu zamanin psikolojisi ile kuantum fizigini anlatiyor. Karmaya inanıyorlar. Karmaya gore bu dünyada yaptiklariniz bir sonraki hayatınizda ne olacağınızı belirliyor. Yasam tekerligi kavramı var ki bu tekerlekte gecmis, simdi, gelecek ve buralardaki düzlemlerin neler oldugu detaylandirilmis durumda anlayacaginiz bu hayatta yaptiklariniza karsi ne olacaginiz belirlenmis durumda

Karma 4 aşamadan oluşuyor. 1- Nesne 2- Niyet 3-Aksiyon 4- İşin tamamlanması. Örnegin arkadasinizin bir suru kalemi var. Bir tanesini cok begendiniz, Ve onu sahiplenmeyi niyetleniyorsunuz. Nasilsa onda cok var deyip onun iznini almadan kalemi sahipleniyorsunuz ve işte negatif karmayi yaratmis oluyorsunuz. Cikis yolunu mu soruyorsunuz!! Peki onu da yazayim. Meditasyon yaparak farkındalık biriktirdiğinizde ve tüm insanlığın yararını düsünerek hareket ettiğinizde ise pozitif karmaya donus mumkun olabiliyor. Pozitif karmaya yarattiginiz surece de daha iyi sartlarda bedenleniyorsunuz.

Her hareketinizi tum insanlarin yararını düşünerek ve yaptıklarinizı tum insanlara adayarak yasama haline de bodhicitta deniyor. Tabii bu durum burada yazdigim gibi kolay gelismiyor. Isin icine hiç bir şekilde egonun girmiyor olması gerekiyor. Olayi zorlastiran sey ise bu yasama gelene kadar biriktirdigimiz negatif karmaların algilarimizi etkilemiş olması ki bu da tepki göstermek, kızgınlık şeklinde kendini gösteriyor. Tepki gösterdiğimizde, kritize ettiğimizde ve kendinizi diğer insanlardan farklı konuma koyduğumuzda bodhicitta bozuluyor. Tamamen aydinlanmann sırrı yeniden dogma ve olme dongusunu bitirmekte yatıyor yani buna bir daha rekarne olmama hali yani aydinlanmis varlik olmak deniyor. Bu donguyu tamamlamak icin de yaşamınızda olanların tek sebebinin siz olduğunuzu kabul edip çevrenizdeki kisilere sinirlenmemeniz gerekiyor. Budizmde ogretilen meditasyon metodlari bu duruma gelmenizi sagliyor. Tabii meditasyon deyip gecmeyin 84.000 degisik meditasyon metodu var.

Budizmi diğer dinlerden ayıran en önemli şey ruhun olmadığı, Zihni ruh olarak tanımlıyorlar. Zihnn beyinden ayrı olduğu ve zihnin bir yaşamdan bir yaşama geçtiğine inanıyorlar. Cennet ve cehennem yok. İlla cennet ve cehennemden bahsedecek isek acılı ve mutlu deneyimlere bakmak gerekiyor. Tek bir yaratıcıyi kabul etmiyorlar sadece insanların yaratıcı olduğuna inanıyorlar.

Tushita günlerim işte böyle kah baş ağrıları, kah yeni farkindaliklara sevindiğim, kah üzüldüğüm, zaman zaman zihnimi izleyebildigim, eskiden sahip oldugum bazı değerleri tekrar hatirladığım, su anki hayatimin temel tasi haline gemis gecmis yasam farkindalığını fark etmekle gelip gecti. Güzeldi ama zorluydu. Bu sene başında gittigim yine kutsal yerde niyetlendiğim şeyin burada sekilleniyor olduğunu farkına varak ise çok guzeldi. Şimdilik doğru yolda ilerliyordum. Bunun içinde evrendeki her şeye tesekkur ediyor ve sukranlarimi sunuyorum.

Sevgiler

Merak Edenler Icin Buddha’nin Hikayesi
1- Siddhartha ( Buddha) Nepal’deki kucuk bir kralligin oglu olarak dunyaya gelmis. O zamanlar yeni dogan cocuklarin astrolojik haritasina bakmak adettenmis. Kral ülkenin tüm astrologlarını cagirmis. Iclerinde en yasli olan astrolog, olcumlerini bitirdikten sonra gozlerinden yaslar akarak buyuk bir heyecan icinde cok sansliyim ki boyle bir varligin dogumuna sahit oldum demiş. Kral ‘Nasil yani’ demis. Bu cocuk oyle kutsal bir varlik ki o kadar cok destekleniyor ki anlatamam, ya dunyanin imparatoru olacak ya da aydınlanmış bir varlık olarak tüm insanlara yardım edecek demis yaşlı astrolog. Kral oglunun imprator olarak yetismesini arzuladigindan saraydaki herkese ‘Bu cocugun etrafinda hep bolluk olacak, üzülen, ağlayan, aci ceken kimse bu cocuga yaklasmayacak’ şeklinde emir vermiş. Ve küçük Siddhartha hic bir aciyi deneyimlemeyecek sekilde bolluk ve luks icinde buyumus. Siddhartha 16 yasina geldiginde evlenmis. Günşerden bir gun baba kral bir parti vermis. Partideki herkes gulup egleniyormus. Yemekler muhteşemmiş. Eglenceli gosteriler yapılıyormuş. Siddhartha gösterinin birinde, rol alan kişinin hareketi yaparken zorlandigini ve yuzunden ter damladigini farketmis ve bunun üzerine hayatın anlamini ogrenmeye and içmiş. Arkadasi Chika ile birlikte sarayin kuzey, guney, dogu ve bati kapilarindan sehre giderek tek tek ölüm, hastalik, aci, terk edilmelere sahit olmus. Her seferinde arkadasi Chika’a bu nedir diye sordugunda arkadasi tum bunlarin hayatin gercegi oldugunu ve son derece normal oldugunu soyluyormus. Siddhartha bu deneyimden sonra saraydan ayrilmis ve hayatin anlamini bulmayi amac edinmis. İlk once kendisine bir hoca edinmis. Bu hoca meditasyon ogretiyormus. Ilk derste Siddhartha hocanin dahi erisemedigi farkindalik düzeyine ulaşmış. Surekli bir agac kabuğunda kendini yemeden icmeden kesmis bir sekilde meditasyon yapiyormus. Bir deri bir kemik haline gelmis. Bir gun elinde sut kabi ile bir kiz gelmis. Kiz elindeki sütü Siddharhta ile paylasmis. Siddhartha her sutu yudumladığında. bedeni de kan gelmeye deri kemik hali yok olmaya baslamis o gunden sonra da Siddhartha zenginligi gordum fakirligi de gördüm, ikisi de dogru degil dengede olmak en iyisi demis ve meditasyon calismalari ile aydinlanmaya ulasma yollarini diger insanlarla paylaşmak icin Varanasi sehrine gelerek Sarnath’ta hocalik yapmaya baslamis.

Budizmi Keşfetmeğe Doğru…..Tushita Günleri Başlıyor…….



Bugun 31 agustos.2010. Budizm kursuna katilmak uzere Himayalarin eteklerindeki Tushita Meditation Centre’a doğru dar bir yoldan taksi ile ilerliyorum. Tushita meditasyon merkezine geldigimde benden once 10 kisinin katılımcı olarak beklediğini farkettim. Hepsi sırt çantaları ile gelmişti. Allahtan Dharalamshala’da kaldigim guest house budizm kursu boyunca bavulumu saklamayi kabul etmisti. Kurs boyunca giyineceğim kiyafetlerimi küçük bir çantaya yerlestirmiştim. Yoksa Tushita tarihine bavuluyla gelen ilk kişi olarak gecebilirdim. Yavaş yavaş diğer katılımcılar da gelmeye basladı. Katılımcilarin çoğunluğu Israil’liydi. Kayitlardan sorumlu Nun Khunpen, yanimiza gelerek doldurmamiz gereken formlar ile birlikte merkezin kurallarinin yer aldigi bilgilendirme föylerini dagitti. Seminer suresince telefon, kamera, fotograf makinası, ipod yasaktı. Ayrıca konuşmakta yasaktı. Egitimlerin yanisira merkezdeki ortalık işlerinin yapıldığı ‘karma yoga jop’ adını görevlerimiz olacaktı. Görevimizin ne olduğu kayit sirasinda bildirilecekti. Bir an evvel kayıdımı yaptırıp su almak icin merkezin dışındaki markete gitmek istiyordum. Kayıt icin kimin önce geldiği belli olmadığından endişeyi seven benligim, kayıt sirasinda sona kalacağıma dair endişelenmeye başlamıştı ki Nun Khunpen kayıt sırasının kursa başvuruda bulunma tarihine gore belirleneceğini açıkladı. Doğrucu davut benligim ise bu aciklamadan memnun, ‘hımm cok adilene‘ şeklinde yorumda bulundu. Nun Kunpen, tek tek isimlerimizi soylemeye başlamıştı. Danimarka’dan Daniel, İtalya’dan Roberto, Turkiye’den Sibel. Yaşasın ilk basvuruda bulunanlar arasindaydim. Hemen kayit masasina dogru yoneldim. 4 ayri kayit masasi vardi. Ilki oda numaramizi bildirecek, ikincisi kurs suresince kullanacagimiz kitabi teslim edecek, 3.masa, cuzdan, kamera ve telefonlari saklamaya alacak, son masa ise karma yoga gorevimizi bildirecekti. Ilk masaya geldigimde nasil bir oda tercih edeceğimi sordular. Küçük odalar 3-4 kisilik, büyük odalar ise 7-8 kisilikti ve ben küçük odayı seçtim. Oda numaram 8’di. İsrailli 3 kiz ile birlikte aynı odayı paylaşıyor olacaktik. Saklamadan sorumlu olan kişiye geldiğimde eşyalarımı teslim ederken Turkiye’den Tushita’ya gelen ilk kisi oldugumu soyledi. Karma yoga masasına geldigimde ise görev adamı,mükemmeliyetçi benligimin hareketlenmeye başladığını farkettim. Bana ne gorev verilecek seklinde merak icindeydi. Karma yoga görevim, dersler baslamadan 10 dakika once hocanın içeceğini hazırlayıp masasına bırakmaktı. Bana verilen görev çok basit olsa da görev adamı,mükemmliyetçi benliğimin, sıcak su nereden alınacak, eğitim odası nerede v.b gibi bir çok soruyu arka arkaya sormasını sessizce izledim..

Kayıt işlemleri tamamlandiktan sonra odalarımızın nerede olduğunu gösterdiler. Kalacağım oda ormanın içindeydi. Etrafta bir sürü maymun ailesi dolaşıyordu. Gözlerinin icine direk bakmamız konusunda bizi uyardilar. Odadaki tuvalet alaturkaydı ve sifon olayı yoktu. Tuvaletimizi yaptiktan sonra kovaya su doldurup tuvalete dökmemiz gerekiyordu. Odada 2 adet 2 li ranza vardi. Alt kattaki yataklardan birini secerek cantami yatagin uerine bırakıp dogruca su almaya gittim. Bir saat kadar sonra egitim ile ilgili bilgilendirme ve tanisma toplantisi başlayacaktı. İlk dersin başlama sati ise 7:30’du. Karma Yoga görevim gereği 7:20 gibi hocanım içeceğini hazırlayıp masasına bırakmayı unutmamalıydım. Neyse ki sanslıydım ya yerleri supurmek, bulasiklari yikamak, tuvaletleri temizlemek gibi gorevim de olsaydı….şükürler olsun..

Sevgiler


Tushita’da Budizm Kursuna Katilmak İsteyenler Tushita Kurallari Hakkinda Kisa Bilgiyi aşağıda bulabilirler

Kurs boyunca;
1- Digerlerinin esyalarina saygi gostermeli ve izin almadan hic bir seyi almamalisiniz, kısaca çalmak yasak
2- Diger canlilarin yasamlarina saygi duymalisiniz yani egitime katilan katilcimlar, sinek, karinca, sumuklu bocek, örümcek, akrep ve maymunlari öldüremezsiniz, kısaca canlilari oldurmek yasak
3- Seks yapmak yasak. Zaten kadin ve erkekleri ayri odalara yerleştirdikleri için bu sorun kendiliğinden cözümlenmis durumda
4- Tushita sinirlari dahilinde içki icmek, sigara kullanmak yasak
5- Açık, saçık giyinmek yasak cünkü, merkezde monk ve nunlar yaşıyor.
6- Dürüst olmalı ve kesinlikle yalan söylememelisiniz

Tushita Eğitimleri takip etmek için: www.tushita.info
Budizm eğitimlerini tüm dunyada takip etmeniz için : www.fmt.org
Dalai Lama eğtimlerini takp etmeniz için: www.dalailama.com

Dharalamsa Günlerim Devam Ediyor…


Giris Notu: Merkurun geri gitmesinden mi nedir sevgili Ozgur'un odunc verdigi netbookun ekrani dondugundan bu yazilarin taslagini internet cafelerde yazdim artik netbook calisiyor ama bazi cumleleri tek tek duzeltemedim. Anlayisiniz icin simdiden tesekkurler :))


Dalai Lama eğitiminin ilk gunü eğitim bittikten sonra bir seyler atistirmak icin Coffe Talk’a uğramıştım. Avrupalı olduğunu düşündüğüm bir kadin yanıma gelerek masami kendisi ile paylasip paylasamayacagimi sordu ben de teklifini kabul ettim. Aslinda Hindistan gezimin fotograflarini Facebook’’a yüklemeyi planliyordum. Içimden insallah fazla konusmaz diye söylendim ama o zaman Dharalamsa’daki gunlerimin bu kadin tarafindan sekillenecegini bilmiyordum. Kadinin ismi Belinda’ydi ve Avusturalya’lıydı. 5-6 senedir bir Tibet topluluğunun ylılık antibiyotik ihtiyacini finance etmek için Hindistan’a geliyordu. Dharalamsa’daki herkesi cok iyi taniyordu. Dharalamsa’ya ilk geldigimde burada insanlar neler yapar, Tibet halkinin yasami nasildir, keske Tibetli bir ailenin evinde onlarla birlikte zaman gecirsem diye dusunmustum. İleriki zamanlarda Belinda sayesinde tum bu arzularim gercekleşiyor olacaktı.


Belinda öncelikle beni tüm Dharalamsa sosyetisi ile tanistirdi. Müzisyen, yazar, eski monk, restaurant sahibi Tibetliler ile Tibetlilere yardımcı olmak için gelmiş bir sürü gönüllü ile tanistim. Oncelikle eski monk Thinley’den bahsetmek istiyorum. Thinley, Tibet’teyken Çin hukumetinin zorlamasiyla bir arkadasi ile birlikte Tibet’ten Nepal’e kaçmıştı. Nepal’den sonra da buraya Dharalamsa’ya gelmisti. Bayagi zorlu bir deneyim gecirmesine ragmen hala yaşama neseyle ve huzur dolu bakabiliyordu. Monk olmaktan neden vazgectigini sordugumda ise gülerek sorumu gecistirdi. Saygisizca davranmamak adına yanıt almak konusunda ısrarcı olmadım. Sonraki gunlerde sevgili Belinda Thinley’in hikayesini aramizda kalmak şartıyla bana anlatti. Thinley’hikayesini burada sizlerle paylasmiyor olmamı umarim anlayisla karsilarsiniz. Thinley, acupressure masaj ile singing bowl terapisi uygulayarak gecimini sagliyordu. Avusturalya’li bir kadinla evliydi. Esi Dorya’nin vize problemi sebebiyle 2 ayligina ulkesine geri donmesi gerektiginden su an burada degildi. Her gun Thinley ile telefonda konusuyorlardi. Dharalamsa’daki sonraki gunlerimde Thinley, benim Singing Bowl hocam olacakti. Singing Bowl calismasi kalbe ve zihne iyi gelen enteresan bir calisma. Ayrica insani dinginlestirip sakinlestiriyor.

Dharalamsa’daki bir suru insanla tanistiktan sonra Dharalamsa’da insanlar ne yaparlar konusunda etraflica bilgi sahibi olmustum. Buraya gelenlerin cogunluğu Tibetlilere yardim calismaları yapiyor, bir kısmı aileleri Tibet’te yasayan Dharalamsa’ya iltica etmis cocuklarin bakimi ile ilgileniyor, bir kısmı 2-3 gunlugune Dharalamsa’yi gormek için geliyor sonra Hindistan’nin baska sehirlerine dogru yoluna devam ediyor, bir kısım da benim gibi egitimlere katilip buradaki yaşamı deneyimliyordu.

Artik her sabah Belinda ile birlikte Coffe Talk’ta her sabah kahvalti yapmaya basladık. Belinda ile bir sürü ortak yanimiz vardi.


30 agustos sabahi;her zaman oldugu gibi coffe Talk’ta Belinda ile kahvaltimizi yaptiktan sonra Belinda beni Tibetian Malasi (bizim tesbihimiz) alabilecegim bir yere goturdu. Tibetli amcadan buddha tohumundan yapilmis malami satın aldiktan sonra yan tezgaha gectik. Belinda kutsal olduğu söylenen beyaz şal ve iplikleri gostererek tek tek hikayelerini anlatmaya basladı. Dalai Lama ile karsilastiginizda elinizdeki şal ve iplikler ise Dalai Lama elini yukarı kaldırıp selam verdiğinde, elinizdekiler Dalai Lama tarafından kutsanmış kabul ediliyordu. Tezgah sahibi Tibet’li kadin Belinda ile konuşurken araya girip ısrarla tapinaga gitmemiz konusunda bizi uyariyordu. Once ne demek istedigini anlamadik. Belinda birden Ana Tapinagin onunde insanlarin toplandigini farketti ve bana mutlaka Dalai Lama geçecek olmali. Hadi gel hazirlanalim dedi ve Dalai Lama’nin kutsamasi icin bana birkac şal !!!! ve renkli ipliklerden aldirdi. Renkli iplikleri satan tibetli kadin, iplikleri de kullanarak sacimi ördü. Son olarak iyi enerjiyi bize cekecek olan tutsulerimizi de alip Dalai Lama’yi beklemeye basladik. Elimde sallar, tutsu ve yeni malam (buranın tesbih), sacimda iplikler ile bayagi komik bir durumdaydım. Ne yapalim komikte olsa adet neyse onu uygulamak lazimdi. Kisa bir sure sonra Dalai Lama arabasiyla göründü. Dalai Lama yine o güzel gülümsemesiyle bize bakarak hepimizi selamladi. Tam bir metre kadar ötemdeydi. 40 yil düşünsem boyle bir deneyim yasayacagim aklima gelmezdi. Artık Dalai Lama tarafindan kutsanmis şallara sahiptim. Yapmamiz gereken son bir gorev daha vardi. O da elimizdeki tütsüleri Ana Tapinagin yaninda Kora yolundaki tapinaga bırakmaktı. Belinda’nin isi oldugu icin bu ritueli gerceklestiremedi. Görev adami vasfimdan dolayı bu görevi ben gerçekleştirmek zorunda kaldım. Son gorevimi de tamamladıktan sonra Nepal’e gidis ucak biletimi almak uzere turizm acentasina gittim. Dönüş yoluna bıraktığım Amritsar gezimi Amritsar-Delhi arasında istediğim saatlerde tren bulamadığımdan iptal etmek zorunda kaldım. Nepal’e 13 eylül’de uçak ile Delhi’den uçacaktım. Dharalamsa gunlerim 12 Eylul’de sona erecek ve bulutlarin arasindaki kutsal sehir Dharalamsa’ya veda edecektim.

31 Ağustos akşamı Thinley’in evinde Tibet guzel bir Tibet yemeği yedik. Yemekler muhtesemdi. Ertesi gun budizm kursuna katilacağımdan yemekten hemen sonra Belinda ve Thinley’e veda ettim. 31 Agustos itibariyle Budizm ile tanisma gunlerim basliyordu.

Tushita’daki Budizm eğitim gunlerimde gorusmek uzere hoscakalin

Sevgiler

DALAİ LAMA TEACHING GÜNLERİ BASLIYOR……




Bugün Dalai Lama’nın Diamond Sutra Teaching’i başlıyor. Evrendeki nadir insanlardan biri ile karsilasiyor olacağım için çok heyecanlıyım.
Sabah Coffe Talk’ta kahvaltımı yaptiktan sonra eğitimin yapılacağı ana tapinaga dogru hızla yürümeye başladım.

Eğitim salonunu kamera ve telefon getirmek yasak olduğundan ana tapınağa girişte sıkı arama yapılıyor, yanında kamera ve telefon getirenler geri çevriliyordu. Hasarsız bir şekilde güvenlikten geçtikten sonra eğitimin yapılacağı ana tapınağa dogru ilerlemeye basladim. Diamond Sutra egitimi Korelilerin talebi uzerine yapıldığından Dalai Lama’ya en yakin konumda onlar oturuyordu. Dalai Lama’nin sağ tarafinda Ingilizce dinleyiciler ile birlikte Italyan, Ispanyol, Rus ve Japon dinleyiciler, Korelilerin arkasinda ise Tibetliler, nunlar, monklar ve ben oturuyordum. Dalai Lama’nın gelmesine daha bir saat vardı. Monklar ilahiler söylüyorlardı. Sol tarafımda oturan monk ile isaret diliyle anlaşmaya başlamıştık. Tüm nun, monk ve Tibetli halk yabancıların burada olmasından cok hoşnuttular.

Bir müddet sonra hepimize Diamond Sutra öğretisinin anlatıldığı küçük kitapçıklar dagitıldı. Kitabin dili Tibetce ve Ingilizce. İngilizcesi eski tip ingilizce olduğundan anlaşılması zordu. Dalai Lama hepimiz icin Diamond Sutrayı anlaşılabilir hale getireceğinden şüphem yoktu.

Birden buyuk bir sessizlik oldu, etrafima bakıp neler oluyor derken monk dostum Dalai Lama’nin sol taraftaki merdivenlerden geleceğini işaret etti. İlk olarak hintli bir asker merdivenlerde göründü, asker önce selam verdi ve sonra kenara cekildi. Arkasindan koyu renk camlı gözlükleri ve muzip gülümsemesi ile Holiness 14.Dalai Lama göründü. Eliyle herkesi selamlıyordu. O kadar saf ve alcak gönüllü bir hali vardi ki gözümden bir iki damla yaş aktigini farkettim. Bu bir iki damla yaşın Dalai Lama’nın enerjisinden mi yoksa her zaman rastlanmayacak bir seye şahit olmamdan mı kaynaklandığını bilemiyorum.

Dalai Lama tapınağın arkasından dolaşarak Buddha heykelini selamladiktan sonra heykelin onundeki yuksek ve genis koltuga oturdu ve gülümseyerek herkese hosgeldiniz dedi. Bugün burada anlatacaklarının çok önemli olduğunu, anlatılanları hayatımıza uygulamayı seçmedikçe bu eğitimden mucize beklememizi söyledi ve sonra Diamond Sutra öğretisini Tibetce olarak anlatmaya basladı. Egitimin digğer dillere cevirisi FM radyo kanalindan yapiliyordu. Oyle heyecanlanmistim ki 96.0 FM kanalini bulmak 10 dakikami aldı. Diamond Sutra ögretisinin bayağı zorlu bir öğreti olduğu söylenmişti. Dalai Lama, öğretiyi öyle basit cümleler kullanarak anlatıyordu ki buradan ayrılırken hiç kimsenin Diamond Sutra’yı anlamamış olması gibi bir durumu söz konusu olmayacaktı.

Dalai Lama sırasıyla mutlak gerçek ve göreceli gerçek kavramlarından, mutlak gerceğe ulaşmanın yolundan, algı ve inanclarin bizlerde yarattığı illüzyondan, dualizme rağmen nasıl var olunabileceğinden, “self-(Ben)’’ nin diğer dinler ve budizm’deki anlamından, evrendeki her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğundan, bilgeliğin önemi ile ona ulaşmanin yollarindan bahsetti. Ayrıca aydinlanma yolunun Bodhicitta’dan geçtiğini aktardı. Bodhicitta hali; hiç bir şart ve duruma bağlı olmaksızın evrendeki tüm varlıkların yararını düşünmek anlamına geliyordu. Başkalarının yararına aksiyon alabilmek için de sürekli kendimizi geliştirmeliydik. Geliştirmek için de Budizm’deki 84.000 değişik meditasyon metodundan kendimize yakın bulduklarımızı uygulamalı ve sürekli farkındalık biriktirmeliydik ki bu hiç te kolay değildi. Hayatım boyunca sürekli başkalarının yararını düşünerek bir sürü aksiyon almaya çalıştım. Son bir senedir farkettim ki geçmişte aldığım bu tür aksiyonların çoğunun altında belli bir şart varmış. Bu döngüden çıkmakta bayağı zor görünüyor. Çünkü bu döngü bende o kadar mükemmelce alışkanlık haline gelmiş ki farkına varmakta zorlanıyorum. Neyse her şeyin bir başlangıcı var. Büyük bir ihtimalle baslangicta her şey çok masumcaydı sonra egom farkettirmeden bu durumu kendi lehine çeviriverdi. İnşallah egom ve ben bir yerde buluşup anlaşabileceğiz. Onu ikna etmek zor olabilir ama bu sefer niyetim çok güçlü.

Dalai Lama tüm açıklamalarından sonra Bodhicitta’ya ulasmayı sağlayan özel kodu bizlerle paylaşacağını söyledi. Ve sağ dizimiz yerde sol ayagimiz kalkik, basimiz one egik, ellerimiz göğsümüzde kavusturulmus bir sekilde oturmamızı talep etti. Ve içinde özel şifrenin olduğu ilahiyi söylemeye başladı. İlahi bittikten sonra kahkahalarla gülerek; bu ritüeli yapmış olmakla, tam anlamıyla Bodhicitta halini deneyimlediğimiz veya Dalai Lama tarafından Bodhicitta sertifikası aldığımız şeklinde bir çıkarımda bulunmamamızı istedi. Bodhicitta durumunun cok ozel bir durum olduğunu ve büyük bir alçak gönüllükle kendisinin dahi bu hali bütünüyle gerceklestirmedigini ????? açıkladı. (bu açıklama bana pek inandırıcı gelmedi ama neyse)

Açıklamalarını yaparken bilim dünyasindan enteresan bilgiler ile süsleyerek binlerce yıl önce Buddha tarafindan ortaya atilmis bu öğretiyi saglam temellere oturttuyordu. Ve Buddha’nın geçmiste de bir çok kere söylemiş olduğu gibi Budizm’i deneyerek uygulayarak devamlı test etmemizi rica etti.

Eğitim gün içinde 9:30-11:30 ile 13:30-16:00 arasında gerçekleşiyordu. Kalabalık ötürü, oglen yemegi zamani geldiginde tapınaktan dışarıya çıkmamaya karar vermistim. Öğlen yemeğini Turkiye’den gelirken yanımda getirdiğim biskuvi ve kuru yemisli barlarla geçiştirmeyi planlıyordum ki sadece monklara değil öğlen yemeğinin diğer katılımcımlara da verileceğini öğrendim. Öğlen yemeği olarak pilav ile birlikte sebze yemegi veriyorlardı. Egitime katilan tum monklarin çantasinda bir tas vardi. Bu tası hem öğlen yemegi hem de egitim sirasinda ikram edilen yağlı çay ile sütlü çayı içerken kullaniyorlardi. Monk dostum öğlen yemeği dağıtılırken cantamdaki naylon torbayi gostererek bu torbaya tabak niyetine kullanabileceğimi işaret etti. Önerisini gerceklestirmemek büyük kabalık olacağından naylon torbanın içine önce pilav sonra sebze yemegini koyarak elimle yemege basladim. Monk dostum cok memnun olmustu. Ertesi gun; Türkiye’den gelirken yanımda getirdigim cay poşetlerinin kutusunu yanima aldim. Halbuki bavulumu hazirlarken bu kutuyu aldığım için kendime söylenmistim, meğer ise kutunun onceden belirlenmis bir gorevi varmış.

Her gun egitim sona erdiginde Dalai Lama koltugundan kalkiyor, bizim bulundugumuz yerden gecerek tapinagi terk ediyordu. İlerlerken yolu üzerindeki insanlari kah selamliyor, kah konuşuyor, kah ellerini tutuyordu. O aramizdayken kimsenin kotu bir şey düşünesi gelmiyordu sanki. Egitim bittiğinde sevgili monk dostum ile birbirimize ‘Tashi Delek’ ( merhaba ve allahaısmarladık icin kullanan Tibetçe sözcük grubu) dedikten sonra ayrıldık. Eger herhangi birimiz birimizin dilinden anliyor olsaydi eminim birlikte daha keyifli vakit gecirebilirdik

Aylardir merakla bekledigim Dimand Sutra egitimi bitmisti. 8-10 Eyluldeki Heart Sutra egitimini dört gözle bekliyorum. Holiness 14.Dalai Lama bu sefer ki yaşamında görmek isterseniz bir ara buralara ugramanızı tavsiye ederim.

Tashi Delek !!!!

5 Eylül 2010 Pazar

Dharamsala Gunleri Basliyor…….Yasasinnnn

Dharamsala And Dalai Lama Teaching Slideshow: Sibel’s trip from İstanbul, Türkiye to Dharamsala, Hindistan was created by TripAdvisor. See another Dharamsala slideshow. Create your own stunning slideshow with our free photo slideshow maker.

Giris Notu: Merkurun geri gitmesinden mi nedir sevgili Ozgur'un odunc verdigi netbookun ekrani dondu. Yazilarimi internet cafelerden yaziyor olacagim. Biliyorsunuz bizdeki harflerden burada yok. Umarim sikinti cekmezsiniz. Anlayisiniz icin simdiden tesekkurler :))

Ve nihayet Hindistan’daki son duragim olan Dharamsala ’dayim. Dharamsala ’da cogunlukla Tibet’ten iltica eden Tibetliler ve tabii ki Kutsal Dalai Lama yasiyor. Buraya gelmeyi niye mi sectim. Tabii ki sevgili Holiness Dalai Lama’yi gormek ve onun agzindan Budizm hakkinda bilgi sahibi olmak icin. Butun yil boyunca bu ani dort gozle bekledim. Nihayet bu niyetim su an Dharalamsa’da gerceklesiyor ve cok ama cok heyecanliyim.

Evet.. 26 agustos sabahi Dharamsala ’ya ayak bastigimda saat 6:00’di ve kalacagim guest house henuz kapilarini acmamisti. Burada oteller maalesef 7/24 calismiyorlar. Kalacaginiz guest house’a sabah cok erken veya gece gec geldi iseniz guest house’un kapisi acilana kadar disarida beklemeniz gerekiyor. Saat 7:00 gibi Guest house’un kapisi acildi ve bavulumu hemen odama yerlestirdikten sonra Dalai Lama ogretilerine kaydolmak icin security office’e dogru yol aldim. Gece boyunca uyumama ragmen aklima uykunun u’su gelmiyordu. Security office’e gittigimde saat 7:30’du ve henuz kapilarini acmamislardi. Kayitlarin Saat 9:00 gibi baslayacagini bildirdiler.Iste o anda biraz aciktigimi farkettim. Keyifli kahvalti yapabilmek icin kendime guzel bir yer ararken Dharalamsa’da kaldigim surece sabah kahvaltilarimi yapacagim yer olacak “coffe talk” u farkettim ve kapisindan iceri adimimi attim.

Coffe Talk’un yeri cok stratejikti. Oncelikle Ana Tapinaga cok yakindi ve yuzu Himalayalara bakiyordu. Kahvaltimi yaparken daglari ve kocaman cam agaclarini izleyebiliyordum.Kis mevsimi gelipte bembeyaz karlar bu manzaraya dahil oldugunda goruntu daha da guzellesecekti. Yemekleri cok lezetli, kahve ve cayi ise muhtesemdi. Kahvaltimi yaptiktan sonra security office’e kayit olmak icin gittim. Kaydimi yaptirdiktan sonra uyku durumumu check ettim. Problem yoktu hala dinctim. Tek arzum Dharalamsa”yi bir an evvel kesfetmekti.

Parantez aciyorum: Dharamsala gezimin mimari Ali Ilker Bekarslan. Ali İlker Bekarslan ’i sevgili Zafer Bozkaya’nin araciligiyla tanidim.Dalai Lama teaching’e nasil basvuracagim, egitim oncesinde hangi kitaplari okumam gerekiyor, Dharamsala ”da gormem ve bulunmam gereken yerler v.b. tum bu bilgilere ondan aldim. Dharamsala ’daki gunlerimi yapilabilir ve anlasilabilir hale getirdigi icin ona sonsuz tesekkur ve sukranlarimi sunuyorum.



Dharamsala ”daki ilk gunumde bir taksi kiralayip Holiness Dalai Lama’ya bagli Astroloji ve medikal enstitusu MenTsee-Khang‘e gittim. Tibetian astrolojik haritam ile gelecegimi ogrenebilmek icin randevu aldim. Once bilgilerimi aldilar sonrasinda ise detaylari hemen veremeyeceklerini uzerinde calismalari gerektigini, detayli bilgiyi 5 ay icinde e-mail ile gonderebileceklerini bildirdiler. 5 ayi duyunca biraz hayal kirikliligina ugrasam da yapacak bir sey yoktu ne yapalim bir muddet!!! bekleyecektim.


MenTsee-Khang Institue’den ayrildiktan sonra yine Holiness Dalai Lama’ya bagli Norbulinka enstitusunu gitmek uzere tekrar bir taksi kiraladim. Taksi soforu cok iyi bir insan cikti. Onun sayesinde 2 farkli manastira daha ziyaret etme sansim oldu. Taksi soforunun beni ilk goturdugu manastirin ismini hatirlamakta zorlandigim icin maalesef burada yazamiyorum ama Norbulingka Manastirinin cok yakininda oldugunu soyleyebilirim. Manastirin kapisina geldigimizde 7 yaslarinda bir monk kapiyi acti. Tapinagin bahcesine girdigimde biraz tereddutluydum sanki onlarin ozeline giriyormus gibi hissettim. Cunku iceride benden baska yabanci yoktu. Kucuk monk dostum terredutumu hissetmis olacak ki istersem fotograf cekebilecegimi isaret diliyle anlatti. Tapinagin giris kapisina geldigimde birden kucuk dostumun kayboldugunu farkettim. Hoppala simdi ne olacak derken tapinagin kocaman kapisi yavasca acilmaya basladi ve kucuk dostum monk gulumsuyerek beni karsiladi. Eliyle iceri girebilecegimi isaret etti. Tapinagin icindeki isiklari tek tek acti. Cok tatliydi. Konusmuyor olsakta cok iyi anlasiyorduk. Bir muddet sonra tapinakta yalniz oldugumu farkettim.. Tapinaktaki Buddha heykelleri ile Buddha resimlerini tek tek inceledim. Buranin huzur veren bir havasi vardi. Insana herhangi bir sebep ve arac olmadan nese hissini hissettiriyordu. 15-20 dakika sonra kucuk dostum tekrar gorundu.Sanirim artik ayrilma zamanim gelmisti. Ona tesekkur ettikten sonra beni sessizce izleyen ve gulusen diger kucuk monklari da selamlayarak manastirdan ayrildim.


Sonraki duragim Norbulingka manastiriydi. Giriste Tibetli bir bayan beni karsiladi ve buradaki aktiviteler hakkinda bilgilendirme yapti. Manastirin icerisinde bir tapinak, guest house, restaurant, hediyelik esyalarin satildigi bir dukkan, art gallery ve tahta ve metal el islerinin yapildigi atolyeler yer aliyordu. Diger tapinaklarda kullanilan buddha heykelleri ile tahta isleri buradaki atolyelerde calisanlarca yapiliyordu. Atolyelerde yapilan isler takdire degerdi. Her bir parcayi ince ince elleri ile yaratiyorlardi. Degisik bir espri anlayislari vardi. Duvara ‘ Not Made in China’, yazmislardi. Manastirdaki bir sonraki duragim ise guest house’du. Guest House inanilmayacak derece guzel ve de temizdi. Bir an burada kalabilir miyim diye dusundum ama ana tapinaga yarim saat kadar uzak olmasi sebebiyle vazgectim. Hindistan’da gordugum en temiz carsaflar buradaydi. Tapinaga girdigimde ise gozlerime ve basima oradaki kutsal sudan surdum. Bu tapinagin insani yukselten bir enerjisi vardi.

Norbulingka’dan sonra, 17th Karmapa Ugyen Trinely Dorje’nin yasadigi Gyato Manastirina gittik. Karmapalar, Dalai Lama’lardan sonraki kutsal kisiler. 17. Karmapa’nin Carsamba ve Cumartesi gunu ogleden sonra 14:00 gibi ogretilerini paylastigini ogrendim. Carsamba veya Cumartesi gunu gelip Karmapa’yi gormek iyi fikir olabilirdi.


Gyato manastirindan sonra taksi soforu son duragimiz olan ana tapinak Tsuglagkhang’ta beni birakti. Burasi Dalai Lama'nin yasadigi ve Dalai Lama Teaching yapilacagi ana tapinakti. Disaridan bakildiginda son derece basit bir goruntusu var ki dogru yere mi geldim acaba diye dusunuyorsunuz.Tapinagin dua edilen bolumune geldigimde’ diger tapinaklarda hissettigimden farkli olarak tamamiyle kendimi topraklanmis hissettim. Oyle enteresan bir enerjisi var ki zihniniz dagilmiyor ve surekli orada kaliyorsunuz.

Sonra adet geregi tapinagin etrafinda ‘Om mani padme om’ carklarini dondurdum. Bizim tesbih cekme olayina benziyor. Carklari cevirken her carkta icinizden ‘Om Mani padme hum’ diyorsunuz ki artik dua etmeye veya meditasyona hazirsiniz anlamina geliyor

Tum bunlar disinda bir takim insanlarin tahta bir mat uzerinde bizim namaz kilmamiza benzer hareketler yaptiklarini gordum. Sonradan bu hareketlerin kisinin enerjisini artirdigini ve odaklanmasina yardimci oldugunu ogreniyor olacak ve mudahimleri arasina katilacaktim.

Artik yavas yavas yorulmaya baslamistim. Ghakyi reaturantta buranin meshur yemegi momo’nun tadina baktiktan sonra kaldigim guest house’a dogru yol aldim. Ilk gunumde Dharamsala ’daki bir cok seyi kesfetmistim. Biraz dinlenmek bana iyi gelecekti.

Simdilik Hoscakalin ve tabii ki Sevgiler

Dharalamsa hakkinda kisa bilgiler

1 – Dalai Lama Hakkinda : Su an ki Dalai Lama Tenzing Gyatso, 14.Dalai Lama oluyor. Budist inancina gore Dalai Lama oldukten sonra baska bir bedende tekrar dunyaya geliyor. Mevcut Dalai Lama olmeden once gelecek enkarnasyon ile bir takim isaretler birakiyor. Yeni Dalai Lama’nin kim oldugu bu isaretler ile yeni dogan cocuklarin astrolojik haritalara bakilarak belirleniyor. Yeni dogmus cocuklarin yildiz haritalari incelenip yeterli kanit bulundugunda ise bu bebegin yeni Dalai Lama oldugu herkese ilan ediliyor ve sonrasinda da bu bebege ozel egitimler verilerek Dalai Lama gorevine hazirlanmasi saglaniyor.

Tenzin Gyatso, yani simdiki 14.Dalai Lama 6 Temmuz 1935’te Tibet’in kuzey doğusundaki Kokonor bölgesinde doğmus. Köylü bir ailenin çocuğuymus. Beş yaşında Buddhacıların en yüksek kişilerince on dördüncü Dalai Lama seçilerek Tibet’in baş şehri Lhasa’ya götürülmus.1950 senesinde Çin birlikleri Tibet’i işgal ettikten sonra Dalai Lama 1959 yilinda 100.000 kişi ile birlikte Hindistan’a kaçmis. Hindistan hukumeti Himalayalardaki Dharamsala şehrini tibetlilere tahsis etmis.14.Dalai Lama, 1987’de Albert Schweitzer Hayırseverlik Ödülü ‘ ile 1989’da baris uzerine yaptigi calismalardan oturu Nobel odulune layik gorulmus. Holiness 14.Dalai Lama Tenzin Gyatso, Dharamsala ’nin Mc Leod Ganj bolgesinde ana tapinak olan Tsuglagkhang’in karsisinda yasamini surdurmekte. Sene icinde ise hem Dharamsala ”da hem de dunyanin cesitli bolgelerinde barisin saglanmasi ile budizm uzerine ogretileri insanlarla paylasiyor.

2-Yil icinde Dalai Lama Teaching” e katilmayi planliyorsaniz 14.Dalai Lama tarafindan yapilacak egitimlerin bilgisine www.dalailama.com’dan ulasabilirsiniz.Teaching’nin baslama tarihinden 2 gun once security office’e kaydinizi yaptirmaniz gerekiyor. Kayit icin 2 resim ve pasaportunuzu yanina almaniz yeterli. Egitimin baslama tarihinden bir gun once ana tapinaga girip kendinize yer tutmaniz gerekiyor. Bunun icin de oradayken kolayca satin alabileceginiz bir yastigin uzerine isminizi ve hangi ulkeden geldiginizi yazdiktan sonra uygun bir yere birakmaniz yeterli. Artik Dalai Lama Teaching’e hazirsiniz.

3- Dharamsala ve Dalai Lama hakkinda bilgiye Ali Ilker Bekarslan’nin sitesinden de ulasabilirsiniz. http://www.dharamsala.web.tr/

4- Buraya gelmek icin cok fazla yatirim yapmaniza gerek yok. Tek sart ingilizce biliyor olmaniz.