15 Ekim 2010 Cuma

Poone Hill , 3210 m’e Doğru


29.9.2010
Bugün 3210 m yükseklikteki Poone Hill’e çıkıp güneşin doğuşunu seyredeceğiz. Sabahı 4:30 yataktan kalktık ve saat 5:00 gibi Poone Hill’e doğru yürümeye başladık. Güneşin saat 6: 15 de doğacaktı. Poone Hill’e çıkışımız 45 -60 dakika süreceğinden güneşin doğuşunu görmek için bol bol vaktimiz vardı. Bizimle birlikte civardaki diğer Lodge’larda geceyi geçiren trekkingciler de Poone Hill’e doğru yola çıkmıştı. Etraf kapkaranlıktı ve insan kaynıyordu. Hepsinin elinde veya başında yolu aydınlatmak için bir lamba vardı. Yürüyüş alanına uzaktan bakıldığında bir sürü ateş böceği bir araya gelmiş gibi görünüyordu.


Poone Hil’e vardığımızda gün ağırmaya başlamıştı. Hava biraz bulutlu olduğundan güneşin kıpkırmızı çıkış anını tam net yakalayamadık ama yine de bulutların arkasından güneşin kırmızı turuncu büyülü görüntüsünü resimleyebildik. South Anapurna (7219 m) ve Hunchuli (6441 m) dağları ara ara bulutların arasından kendilerini gösteriyorlardı.
Güneş kendini iyice gösterdikten sonra bir kaç fotograf çektikten sonra Snowland Lodge’a dönüp kahvaltımızı yaptık. Kahvaltıdan sonra tekrar yola koyulduk. Sabahki 1,5 saatlik yürüyüşe ilave olarak 6 saat daha yürüyecektik. Bugünkü son durağımız Tadapani. Eğer şansımız var ise Tadapani’e vardığımızda dağların arkasından Varaha Shiktar ( 7847 m), Mt.Nilgürü (6940 m), Hinchul ( 6441m ), Ana purna South ( 7219m) görebileceğiz.


Tadapani’ye gelmeden bir saat önce muhteşem bir ormandan geçtik. Sanki ağaçlar ve çicekler özel olarak bizim gelişimize hazırlanmışlardı. Doğanın renkleri muhteşemdi. Tadapani’daki Lodge’a geldiğimizde önce duşumuzu aldık. Sonra kahvelerimizi içip keyif yapıyorduk ki Fransız çiftin rehberi Rajhi elinde 52’lik oyun kağıt ile geldi. Radika, Annu, Rajhi ( Fransız çiftin rehberi) hep birlikte Nepal kağıt oyununu oynamaya başladık. Kazanan Rajhi olmuştu. Akşam yemeğimizi yedikten sonra doğru yatağımıza gittik. Bugün bayağı yorulmuştum, sabah saat 5:00 dan beri yollardaydık.
Trekkingin 4.günü

Tadapani’de sabah kahvaltısını beklerken birden bulutlar dağıldı ve South Anapurna net bir şekilde görünmeye başladı. Sonra arkasından Fistül dağı göründü. Sonunda net bir şekilde dağları görebilmiştik. Bugün 2,5 saat yürüyüş sonrası 1900 m yükseklikteki Ghandruk’a gidecektik. Artık yavaş yavaş geri dönüş başlamıştı. Öğlene doğru Ghandruk’taki Manashi Lodge’ına geldik. Öğlen yemeğimiz yedikten sonra bir saat kadar Fransız çift ile birlikte sohbet ettik. Fransız çiftle konuşurken gözüm nedense ayağıma takıldı. Spor ayakkabımın üstü ayağımın yan tarafına doğru kırmızı olmuştu. Hay allah yürürken bir yere çarpmış olmalıyım diye düşündüm. Spor ayakkabımı ayağımdan çıkarttım. Ayağımda çizik yoktu ama iki noktadan kan sızıyordu. Radika, çamur ve otlarda yaşayan füsül isimli bir böceğin ısırmış olabileceğini söyledi. Füsülün türkçe anlamını bilmediğimden acaba bu füsül kene olabilir mi diye düşündüm. Radika bu hayvanın sadece kirli kanı emdiğini bana zarar vermeyeceğini söyledi. Bunun üzerine bu minik kan yiyicinin sülük olduğunu anladım. İçim biraz rahatlamıştı. Küçük hayvancık ayak tabanımın altına kaymıştı hemen alıp çöpe attık. Fransız dostum Mari odasından dezenfektan ve antiseptik getirerek sargı bezi ile ayağımı sardı.

Lodge’da biraz daha oyalandıktan sonra Fransız çift ile birlikte rehberlerimizi de alarak Ghandruk köyünü gezdik. Kah Nepalilerle selamlaşarak kah nepali evlerini seyrederek ilerliyorduk ki aynı ayağımın farklı tarafından tekrar kan süzülmeye başladı. İkinci bir sülük daha ayağımı ısırmıştı. Ghandruk’taki kliniğe gittik. Adam ayağımı görünce yapılacak bir şey olmadığını sülüğün zararsız olduğunu söyledi. Köyün bir kaç fotograf çektikten sonra otele gidip akşam yemeğimizi yedikten sonra da vedalaşıp odalarımıza gittik.

Bugün 1. Ekim 2010, Trekkingin son günü, dönüş yolumuz fazla inişli çıkışlı olmadığı için 5 saatlik yolu kolayca yürüdük. Yolda kocaman renkli kelebekler ve bir sürü dragon fly ile karşılaştık. Kırmızı, mavi, siyah renkte dragon’u ilk defa burada gördüm. Radika sadece kırmızı ve mavi renkte olmadıkları daha bir sürü renkte dragon fly olduğunu söyledi.
Yolda son check point’i de geçtikten sonra Radika izin kağıdımı anı olarak saklamam için bana teslim etti. Öğlen yemeğimizi yedikten sonra son bir 45 dakika daha yürüdük ve trekkinge başladığımız noktaya geldik. 3 sisters şirketinin aracı bizi bekliyordu. 1,5 saatlik yoldan sonra otelimize geldik. Hemen banyo yaptıktan sonra internet cafe’ye gidip maillerimi kontrol ettim. Sonrasında ise fransız dostumlarımla birlikte otelde akşam yemeğimizi yiyip sohbet ettik.


Başta biraz sıkıntılı olacağını düşündüğüm trekking fransız dostlarım, rehberim Radika ve Nepal’in güzel insanları ile sihirli doğasının yardımıyla umduğumdan çok daha iyi geçti. Yarın bu güzel diyardan ayrılıyorum

İnşallah tekrar buluşmak üzere, Nameste Pokhara !!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder